Danıştay İdari Dava Daireleri, özel koruma ve güvenlik görevlilerinin tabi olduğu mevzuatta yer almayan, dava konusu Tamim’in söz konusu personelin bıyık bırakamayacağına ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğuna ilişkin kararı onadı.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün Özel Koruma ve Güvenlik Personelinin Kılık Kıyafetleri Hakkındaki Tamiminin “bıyık bırakmakla” ilgili kısmının iptali istenilmiştir.
Danıştay Onuncu Dairesi;
Özel güvenlik personelinin Emniyet Hizmetleri sınıfı içinde yer almadığı,
5188 sayılı Kanun ile bu Kanun’un uygulanmasına ilişkin Yönetmelikte, özel koruma ve güvenlik personelinin bıyık bırakamayacağı yönünde herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, gerekçeleri ile işlemi iptal etmiştir.
Davalı idare ise, özel güvenlik görevlilerinin kamu görevlisi olarak kabul edildiği; bu nedenle de, havalimanlarında emniyet personeli ve askeri personel ile birlikte görev yapan özel güvenlik görevlilerinin de anılan personel grubunda olduğu gibi bıyık bırakmamasının dava konusu Tamim ile düzenlendiği;
Bazı personelce Yönetmelik maddesinde belirtilen bıyık şeklinin dışına çıkıldığı; bunun da yolcular tarafından antipati ile karşılandığı ve ilave güvenlik uygulamalarının kendilerine kasten yapıldığı yönünde şikayetlerin artması gerekçesi ile itiraz etmiştir.
Danıştay İDDK, iptale ilişkin kararı onamıştır.
T.C. DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2020/1446
Karar No: 2021/366
Karar tarihi: 25.02.2021
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : . Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. .
KARŞI TARAF (DAVACI) : . Derneği
VEKİLİ: Av. .
İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Onuncu Dairesinin 26/06/2019 tarih ve E:2014/5540, K:2019/5091 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 14/04/2014 tarih ve 83612916-952.06-37212 sayılı Özel Koruma ve Güvenlik Personelinin Kılık Kıyafetleri Hakkındaki Tamimi’nin “bıyık bırakmakla” ilgili kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Onuncu Dairesinin 26/06/2019 tarih ve E:2014/5540, K:2019/5091 sayılı kararıyla;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36. maddesinde, bu Kanun’a bağlı olarak çalışan memurların sınıflarının belirtildiği ve anılan hüküm incelendiğinde, özel güvenlik personelinin Emniyet Hizmetleri sınıfı içinde yer almadığının görüldüğü,
Öte yandan, özel güvenlik hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen 5188 sayılı Kanun ile bu Kanun’un uygulanmasına ilişkin Yönetmelikte, özel koruma ve güvenlik personelinin bıyık bırakamayacağı yönünde herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı,
Uyuşmazlıkta; davalı idarece her ne kadar, havalimanlarında görev yapan koruma ve güvenlik personelinin, polis ile bazı havalimanlarında ise askeri personel ile birlikte görev yaptığı ve anılan personelin bıyık bırakamadığı belirtilerek, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliği uyarınca özel koruma ve güvenlik personelinin de bıyık bırakamayacağı ileri sürülmüş ise de, söz konusu personele yönelik düzenlemeler ihtiva eden Kanun ve Yönetmelik hükümlerinde bu yönde bir kurala yer verilmediği gibi 657 sayılı Kanun uyarınca Emniyet Hizmetleri sınıfı içerisinde sayılmayan özel koruma ve güvenlik personeline yönelik olarak, daraltıcı niteliği bulunan Emniyet Hizmetleri Mensubu Kıyafet Yönetmeliği’nin ilgili hükmünün kıyasen uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı,
Bu haliyle özel koruma ve güvenlik görevlilerinin tabi olduğu mevzuatta yer almayan, dava konusu Tamim’in söz konusu personelin bıyık bırakamayacağına ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından, davacı Derneğin ehliyeti bulunmadığından davanın öncelikle ehliyet yönünden reddi gerektiği; 5188 sayılı Kanun ve anılan Kanun’un uygulanmasına ilişkin Yönetmelik’te özel güvenlik görevlilerinin bıyık bırakıp bırakamayacakları hususuna ilişkin bir hüküm bulunmadığı ancak 5188 sayılı Kanun’un 23. maddesinde, özel güvenlik görevlilerine karşı görevleri dolayısıyla suç işleyenlerin kamu görevlisine karşı suç işlemiş gibi cezalandırılacakları düzenlemesinin yer aldığı ve Yargıtay Ceza Dairelerinin yerleşik içtihatları uyarınca da özel güvenlik görevlilerinin kamu görevlisi olarak kabul edildiği; bu nedenle de, havalimanlarında emniyet personeli ve askeri personel ile birlikte görev yapan özel güvenlik görevlilerinin de anılan personel grubunda olduğu gibi bıyık bırakmamasının dava konusu Tamim ile düzenlendiği; Danıştay Savcısının görüşünün de bu yönde olduğu; öte yandan, havalimanlarında elle arama, vücut tarayıcı, patlayıcı iz dedektörü gibi ilave güvenlik uygulamaları yapılabildiği; bu tür zorunlu uygulamaların yolcular tarafından çoğunlukla memnuniyetle karşılanmadığı ve CİMER kanalıyla güvenlik personelinin şikayet edildiği; bazı personelce Yönetmelik maddesinde belirtilen bıyık şeklinin dışına çıkıldığı; bunun da yolcular tarafından antipati ile karşılandığı ve ilave güvenlik uygulamalarının kendilerine kasten yapıldığı yönünde şikayetlerin artmasına neden olabileceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNIN DÜŞÜNCESİ:
Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara veya toplu ulaşım alanlarına girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme, gerektiğinde kimlik sorma, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 90. maddesine göre yakalama, doğal afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme, genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla, aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı veya terk edilmiş ve bulunmuş eşyayı emanete alma görevleri bulunan koruma ve güvenlik personelinin, bu görevleri sırasında üniforma giymek zorunda olmaları ve 5188 sayılı Kanun’un 23. maddesindeki düzenleme ile Yargıtay içtihatlarına göre kamu görevlisi olarak kabul edilen koruma ve özel güvenlik görevlilerinin, emniyet personeli ve askeri personel ile birlikte görev yaptığı gözönüne alındığından anılan personel grubunun da mevzuatları gereği bıyık bırakamadıkları da göz önünde bulundurulduğunda dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu görüşüyle davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 26/06/2019 tarih ve E:2014/5540, K:2019/5091 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 25/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.